(0212) 291 30 80
Sosyal Medya Hesaplarımız

Çocuklarda Demir Eksikliği Anemisi

24 Temmuz 2013
46.374 kez görüntülendi
Çocuklarda Demir Eksikliği Anemisi

Organizmada, hemoglobin sentezi için gerekli olan demirin eksikliği sonucu gelişen anemiye “demir eksikliği anemisi” denir. En sık süt çocukluğu döneminde görülür. İkinci ve üçüncü sıklıkta görüldüğü dönemler, okul çağı ve ergenlik öncesi dönemlerdir.

Çocuklarda demir eksikliğine yol açan nedenler şöyledir:

1.      Hızlı büyüme nedeniyle demir gereksiniminin artması
2.      Yetersiz demir alımı
3.      Kan kaybı

Vakaların çoğunda bu üç neden birlikte etkili olur. Hızlı büyüme ile diyetteki alım azlığı en sık görülen birlikteliktir. Erişkinlerde demir eksikliğinin en sık nedeni olan kan kaybı çocukluk yaş grubunda daha az demir eksikliğine neden olur. Ayrıca erişkinde ülser, kanser gibi nedenlerle herhangi bir organa bağlı problemlerden yerel kan kaybı olmasına rağmen, benzer durumlar çocukta daha fazla kan kaybına neden olur.
Çocuklarda inek sütü verilmesi veya demir içermeyen inek sütlü mamalarla beslenmeyi takiben sıklıkla demir eksikliği gelişebilir. Süt çocukluğu çağında diyetteki inek sütünün demir eksikliğine yol açmasının nedeni, yalnızca soğuk olarak verilen sütün bağırsaklarda mikrokanamaya yol açabilmesi değil aynı zamanda demir içeriğinin de az olmasıdır. Çocuk özel bir nedenle uzun sürekli aspirin tedavisi alıyorsa bu da sindirim sisteminde kanamaya yol açabilir. Mide ülserleri en çok erişkinde; daha az sıklıkta çocuklarda demir eksikliğine neden olabilir.
Doğum sırasında fetüsten anneye kanama, plesantanın zedelenmesi, ikizden ikize kanama gibi nedenler de demir eksikliğine yol açabilir. Eğer bebeğin yenidoğan sarılığı nedeniyle kan değişimi gerekmişse kansızlık ortaya çıkabileceği akılda tutulmalıdır. Çocuklarda demir eksikliği anemisi nedenleri tabloda özetlenmektedir.

Çocuklarda demir eksikliği nedenleri
I. Yiyeceklerle yetersiz demir alımı

II. Demir ihtiyacının artması
§  Düşük doğum ağırlıklı bebekler
§  Prematüreler
§  Düşük doğum ağırlıklı ikizler veya çoğul doğumlar
§  Ergenlik dönemi
§  Gebelik
§  Doğuştan siyanotik kalp hastalıkları

III.             Kan kaybı

A-     Prenatal, perinatal dönem
§  Plasentadan kanamalar
§  Plasenta previa
§  Fetomaternal kanama
§  Bebekle anne arasındaki göbek kordonunun yırtılması
B-     Doğum sonrası, çocukluk ve ergenlik dönemi
1. Sindirim sistemi
§  Kanama
§  İnek sütüne hassasiyet
§  Yapısal bazı sorunlar (Varis, hiatus hernisi, ülser, bağırsakta ileum denen kısmın iltihabı, Meckel divertikülü, polipler, hemoroid, alerjik bağırsak problemleri)
§  Aspirin, kortizon, bazı romatizmal ilaçlara bağlı gastritler
§  Bağırsak parazitleri
§  Henoch-Schönlein purpurası denen özel bir tablo
2.      Safra kesesi taşı
3.      Akciğerlerde özellikle kanamaya yol açabilen durumlar
4.      Burun kanamaları
5.      Ergenlik çağında adet kanaması
6.      Protez kalp kapakları, yamaları
7.      Böbrekler
§  Kazalar
§  İdrarda kanama
§  Nefrotik sendrom
§  Damar içinde kan hücrelerinin parçalanması
§  Hemodiyaliz
8.    Sık sık kan verilmesi

IV. Demir emiliminin azalması

Klinik bulgular
Demir eksikliğine bağlı anemi olduğunda bazı belirtiler olabilir veya hiçbir belirti olmadan rutin kan tetkikleri sırasında anemi tablosu teşhis edilebilir. Demir eksikliği anemisinde en tipik 3 belirti toprak yeme (pika), kaşık, tırnak ve göz akının maviye dönmesidir. Solukluk, çarpıntı hissi, kalpte ek ses (üfürüm) duyulması, kulak çınlaması, başağrısı, huzursuzluk, huysuzluk ve iştahsızlık gibi tüm kansızlık çeşitlerinde görülebilen belirtiler, demir eksikliği anemisinde de görülebilir. Uzun süre tedavi edilmeyen vakalarda ağız yaraları, dil üzerinde papilla denen pürtüklerin düzleşip silinmesi, yemek borusu değişiklikleri daha çok erişkinlerde görülen bulgulardır.
Demir eksikliğine bağlı karaciğer ve dalak büyümesi -15 vakada görülür. Kansızlık, çocuklarda ayrıca bağışıklık sisteminde bozukluğa, enfeksiyonlara yatkınlığa, motor gelişmede gecikmelere yol açabilir; davranış bozuklukları yapabilir. İştahsızlık belirgindir. Yutma güçlüğü, ishal, bağırsaktan emilim bozuklukları, zihinsel ve motor gelişme testlerinin bozulması, çocuğun algılamasında azalma, katılma – ağlarken morarma nöbetleri olabilir. Çocuğun egzersiz kapasitesi, fizik performansı düşer.

Demir eksikliği anemisinin teşhisi
Yapılan kan analizlerinde hemoglobin değerinin %95’ten düşük değerlerde olduğu görülür. Hemoglobin ve hematokrit değerlerinin yaş gruplarına göre değerleri çocuğun doktoru tarafından değerlendirilmelidir. Demir eksikliği anemisinde kırmızı kan hücrelerinin (eritrosit) hacmi azalır, hücreler daha soluk görülür. Kan analizi yapıldığında serum demirinin düştüğü, bağlama kapasitesinde azalma, satürasyonun ’nın altına düştüğü görülür. Son yıllarda elektronik sayaçların devreye girmesiyle pratik olarak birçok eritrosit parametreleri bir arada değerlendirilebilmektedir.
Demir eksikliğine bağlı anemi ortaya çıkınca çocuk doktorunun çok dikkatli bir şekilde çocuğun muayene bulgularını ve laboratuvar bulgularını değerlendirmesi gerekir. Ülkemizde talasemi taşıyıcılığı özellikle bazı bölgelerde hiç de az değildir. Beta talasemi taşıyıcılığı pekala demir eksikliği anemisi tablosunda görünüm verebilir ve iyi bir değerlendirme yapılmazsa kolaylıkla doktorun da gözünden kaçabilir. Aile hikayesi, aile fertlerinde görülen hastalıklar çocuk doktoru tarafından dikkatle sorulmalıdır.

Demir eksikliği anemisi nasıl önlenir?
Anne sütü ve inek sütü demirden fakirdir ancak anne sütündeki demirin emilimi daha yüksek orandadır (%49). İnek sütündeki demirin ise ancak ’u emilir. Son görüşlere göre; zamanında doğan bebeklere 6. aydan itibaren düşük dozda demir takviyesi önerilmektedir. Düşük doğum ağırlıklı bebeklerde ve prematürelerde ise bu demir desteğine 2 aydan geç olmayacak şekilde başlanmalıdır.
Demir desteksiz mamalarla beslenme, erken inek sütü başlanması ve vitamin C’den zayıf, etten fakir diyetlerle beslenmenin demir eksikliğine zemin hazırlayacağı bilinmektedir. Bebek ek gıdalara başlatıldığında demirden zengin gıdaların ilavesi konusunda anneye yeterli bilgi verilmelidir.
Annenin gebelik sırasında yeterli depo demirinin olması ve kansızlığının olmamasının doğacak bebeğin durumunu etkileyeceği akılda tutulmalı; gebelik sırasında doğum doktorunun beslenme, vitamin ve demir desteği konusundaki önerilerine uyulmalıdır.

Tedavi
Demir eksikliği anemisinde kullanılan demir desteği ağızdan veya enjeksiyon tarzında uygulanmaktadır. Çocuklarda çok özel emilim problemleri olmadıkça –ki bu koşullar çok nadirdir- ağızdan damla veya şurup tarzında tedavi verilir. Ağızdan verilen ilaçların etkinliği iyi olup, emniyetlidir. Enjeksiyon tarzındaki uygulamalarda sistemik veya yerel reaksiyon riski olabilir.
Demir eksikliği anemisinde genellikle kan transfüzyonu önerilmez. Ancak kansızlığa bağlı kalp yetmezliği çıkmışsa veya beyinde kanlanma yetersizliği ortaya çıkmışsa kan transfüzyonu akla getirilmelidir. Eğer kan verilecekse eritrosit süspansiyon şeklinde ve çok yavaş verilmelidir.
Ağızdan verilen demir damla veya şurupları genellikle iyi tolere edilir. Ancak -20 vakada demire bağlı yan etki çıkabilir. En sık görülen yan etki kabızlık veya ishal gibi mide-bağırsak sistemi ile ilgili yan etkilerdir. Bu bulgular genellikle verilen demir dozu ile ilgili değildir. Bulantı, mide ağrısı, kusma, karın ağrısı gibi belirtiler de yan etki olarak görülebilir ve bunlar genellikle demir alımından 1 saat sonra ortaya çıkar. Bu belirtiler çıkarsa ve devam ederse dozun daha düşürülmesi ve tek doz olarak verilmesi yararlıdır. Düşük dozlarda belli bir süre tedaviden sonra dozun tekrar artırılması yararlı olabilir.
Ağızdan verilen sıvı şeklindeki demir ilaçları dişlerde geçici siyah boyanma meydana getirebilir ancak ilacın dilin arkasına verilmesi ile bu boyanma azaltılabilir.
Demir damla veya şuruplarının iki öğün arasında verilmesi önerilir. Bir yaşından küçük bebeklerde kahvaltıdan 30 dakika kadar önce, tek doz olarak kullanım yan etkileri azaltmaktadır.
Ağızdan demir tedavisi uygulanan bir çocukta tedaviye cevap alınamıyorsa ilk sorulacak soru ailelerin ilacı düzenli kullanıp kullanmadığıdır. Sonra dozun yeterli olup olmadığı kontrol edilmelidir. Kullanılan preparatta yeterli maddenin varlığı, başka bir bölgeden kanama, emilim bozukluğu yapabilecek özel bir hastalığın varlığı da akılda tutulmalıdır. Yine cevap alınamıyorsa “yanlış tanı” olasılığı gözden geçirilmelidir.
Demir eksikliği anemisinin, tedaviye başlamadan itibaren takibi gerekir. Hemoglobindeki artış, birinci haftadan sonra olmaktadır. Vücutta fazla demir birikimine yol açmamak için tedavi süresinin ortalama 3 ay süreceği, bu sürenin hiçbir zaman 5 aydan daha uzun süreli olmaması gerektiği bilinmelidir. Beslenme rejiminin düzeltilmesi, aşırı miktarda inek sütü alımının önlenmesi diyete bağlı demir eksikliği anemisinin tekrarını önler. Anne sütünün en az 6 ay verilmesi, bir yaşına kadar demirden zengin ek gıdalar ve mamalarla beslenme önerilmektedir.

Reklam