(0212) 291 30 80
Sosyal Medya Hesaplarımız

Hışıltılı Çocuk

24 Temmuz 2013
20.382 kez görüntülendi
Hışıltılı Çocuk

“Hışıltı” genellikle alt ve nadiren üst solunum yollarını daraltan hastalıklar sırasında ortaya çıkan, soluk verirken duyulan ıslık tarzında bir sestir. Her yaşta duyulabilmesine rağmen en sık ilk 1 yaş içinde duyulur. Hışıltıya yol açabilen birçok hastalık vardır. Bunların tam olarak tanımlanabilmesi ve doğru tanıya gidilebilmesi için hışıltının geçici ya da alerjik nedenlere bağlı olup olmadığı gibi faktörlerin iyi tanımlanması gerekir.

Erken hışıltı
Eğer hışıltı ilk 1 yaş içinde yani erken bir dönemde ortaya çıkarsa “erken” bir hışıltıdan bahsedilir. Bu tip hışıltılar genellikle geçici olup ilk 3 yılda kaybolur. Geçici hışıltısı olan çocukların ailelerinde alerjik hikaye veya astım varlığı saptanmaz. Eğer bebek prematüre ise, doğum ağırlığı düşükse, anne gebelik sırasında veya doğumdan sonra sigara içmişse bebekte bu tarzda hışıltı oluşabilir. Bu çocukların akciğer gelişmelerinin daha geç olması da hışıltıya neden olmaktadır.

Virüse bağlı hışıltı
Geçici, erken yaşta hışıltısı çıkan ve 3 yaş civarında hışıltısı kaybolan çocukların dışında, bir grup çocukta hışıltı 6 yaşından sonra da devam edebilir. Bu gruptaki çocuklarda, ilk 3 yaşta RSV (respiratuvar sinsityal virüs) isimli bir virüs ile akciğer enfeksiyonu geçirilmesi söz konusudur. RSV dışında, paraenfluenza virüs, adenovirüs gibi diğer bazı virüsler de uzun süren hışıltılara yol açabilir.

Astıma bağlı hışıltı
Üçüncü grup hışıltılı çocuklar astıma bağlı hışıltısı olanlardır. Hayatın erken döneminde başlayan astım genellikle alerjik eğilim ve genetik yatkınlıkla birlikte görülür. Astımlı çocuklar değerlendirildiğinde de bu çocukların ¼’ünün ilk 6 ayda, ¾’ünün de ilk 3 yaşta en az bir kez hışıltılı bir akciğer enfeksiyonu geçirdiği dikkati çeker. Devam eden hışıltısı olan bu çocukların ailelerinde astımı, alerjik nezlesi, atopik dermatit gibi cilt problemleri olan bireyler dikkati çeker.
Hışıltısı olan bebeklerin hangisinde ileride astım gelişeceğini gösteren kesin bir belirleyici kriter yoktur. Ancak doktorun tanımladığı egzama, anne veya babada kesin tanımlanmış astım, soğuk algınlığı olmadan hışıltı, doktor tanılı alerjik nezle ve kanda eosinofil denilen kan hücrelerinde artış gibi bazı kriterlerin varlığı tanıda önemli yer tutmaktadır.

Hastalığın tanısı
Gürültülü solunum şikayeti ile doktora başvuran bir süt çocuğu veya okul öncesi yaş grubundaki bir çocukta, çocuğun şikayetini anlamada çocuk doktorunun en büyük sorunu, alınan hastalık hikayesinde “hırıltı, hışıltı, horultu veya balgam var” dendiğinde neyin anlatılmak istendiğinin tam olarak anlaşılamamasıdır. Bu çocuklarda tabloya genellikle nezle de eklendiğinden üst solunum yollarından gelen seslerle birlikte tablo daha karışabilmektedir. Hasta ailesinin gözlemlerine dayanarak çeşitli belirtiler hakkında tam fikir sahibi olunmayabilir. Hışıltı sadece astıma bağlı olmayıp birçok tabloda ortaya çıkabildiği için tanı her zaman kolay değildir.
Hışıltılı bir çocukta dikkat edilecek en önemli nokta, belirtilerin ataklar halinde gelmesi ve çok uzun süren veya devamlılık gösteren atakların olmamasıdır. Tipik olarak ataklar kısa sürelidir, birkaç gün sürer ve ataklar arasında geçen süre uzundur. Bazen hışıltıya öksürük de eklenir. Bu şikayetler genellikle kendi kendine ve tedavisiz düzelir. Bu tarzda tipik hışıltısı olan hastalarda klasik astım olma ihtimali azdır. Ancak çocuğun koşması veya merdiven çıkması ile ortaya çıkan hışıltı ve öksürük şikayetleri astım lehine değerlendirilmelidir.
Hışıltının ne zaman başladığı önemlidir. Genellikle 2-4. aylarda görülen RSV (respiratuvar sinsityal virüs) enfeksiyonu, bronşiolit tablosu ve hışıltıyla seyreder. Bronşioliti takiben hışıltısı olmaya devam eden çocuklarda “hışıltılı çocuk” olma ihtimali yüksektir. İleri yaşta astım olan çocukların %25’inde belirtilerin ilk yaşta başladığı görülmektedir. Ancak genel olarak astımlıların çoğunda şikayetler 2-6. yaşlarda başlamaktadır.
Aileden alerjik hastalık hikayesi alınırken sadece anne, baba ve kardeşlerin durumu göz önüne alınmalıdır. Çocuk ilk aylarda süt çocuğu egzaması geçirmiş ve annede astım varsa kalıcı ve tekrarlayıcı hışıltıların riski iki kat artar. İnek sütü alerjisi süt çocuklarında daha çok mide – barsak bulgularına yol açar, hışıltı yapma ihtimali düşüktür. Eğer hışıltı, gerçek inek sütü alerjisine bağlı ise çoğunlukta ürtiker ya da başka döküntülerle birliktedir.

Dikkat edilecek noktalar:

  • Eğer hışıltılı çocukta büyüme ve gelişme geriliği varsa altta yatan diğer kalp ve akciğer hastalıkları, kistik fibrozis ekarte edilmelidir.
  • Hışıltılı çocukların genel olarak göğüs yapısı normal ve simetriktir. Hışıltılı çocukta, üst solunum yollarında geniz eti büyümesi veya gırtlaktan gelen seslerin akciğerlerden gelen seslerle karıştırılmaması gerekir.
  • Hışıltılı bir çocukta pahalı tetkiklerin yapılmasına gerek yoktur. Ancak ilk kez hışıltıyla gelen bir çocukta, ülkemizde fazla görülen tüberkülozu atlamamak için akciğer grafisi çekilmesi önerilir. Bilgisayarlı tomografi tipik hışıltısı olan çocukta gereksizdir.
  • Hışıltı 3-12 aylık çocuklarda krup tablosuna eşlik edebilir.
  • Gastroözefageal reflü (mideden yemek borusuna kaçak) küçük süt çocuklarında fizyolojik olarak ortaya çıkabilir. Ancak şiddetli reflülerde mide içeriği akciğerlere geçerse problemli bir hal alıp hışıltı duyulabilir.
  • Eğer hışıltı, okul öncesi çocuklarda (1-6 yaş) aniden başlamışsa öncelikle çocuğun yabancı bir cisim yutup yutmadığı kontrol edilmelidir.
  • Bazen solunum yolu epitelinde bulunan, silya denilen tüycüklerin doğumsal olarak yapılarındaki bozukluk ve hareket azlığı da tekrar eden hışıltılar, öksürük, sinüzit ve akciğer enfeksiyonlarına yol açabilir.
  • Eğer bir çocukta büyüme ve gelişme geriliği, göğüs kafesi asimetrisi ya da kunduracı göğsü görünümü ile parmaklarda çomaklaşma varsa, hışıltı belirgin üst solunum yolu ya da kulak enfeksiyonu ile  birlikte ise, çocuğun dudakları ve parmak uçlarında morarma oluyorsa, çocukta aspirasyona yol açabilecek nörolojik bozukluk varsa hışıltının başka hastalıklara bağlı olarak görülebileceği akılda tutulmalıdır.

Reklam