(0212) 291 30 80
Sosyal Medya Hesaplarımız

Çocuklarda Helicobacter Pylori Gastriti

24 Temmuz 2013
34.700 kez görüntülendi
Çocuklarda Helicobacter Pylori Gastriti

Helicobacter Pylori Gastriti, ülkemizde 10 yaşından küçük çocukların yarısına yakınında görülen bir hastalık. Çoğunlukla belirti vermiyor ama çocuğunuzdaki özellikle uzun süreli karın ağrısı HP habercisi olabilir.

Helicobacter Pylori (HP), dünyanın her tarafında ve dünya nüfusunun yaklaşık yarısında enfeksiyona neden olmaktadır. Helicobacter Pylori, midenin iç yüzeyini enfekte edip, orada sürekli bir iltihap (gastrit) oluşturan bakteridir. Yerleştiği yerlerde uzun süreli iltihaba (kronik enflamasyona) neden olur. Bu iltihap sonucunda ince bağırsak ülseri, mide ülseri ve mide kanseri gelişebilir.

Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde HP görülme sıklığı, yaş ile artmaktadır. HP enfeksiyonuna yakalanma yaşı, toplumlara göre farklılık göstermektedir. Bazı bölgelerde bu yaş sınırı 10 yaşın altına inebilmekte ve yaş ilerledikçe bu enfeksiyonun görülme sıklığı artmaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda, 10 yaş altındaki çocukların %47,3’ünde HP tespit edilmiştir.

Belirtiler

HP, çocukluk yaş grubunda çoğunlukla belirti vermemekle birlikte, kronik gastrit, onikiparmak bağırsağı iltihabı ve mide ülseri yolu ile çocuk ve ergenlerde uzun süreli karın ağrısına yol açabilir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada, tekrarlayan karın ağrısı nedeniyle endoskopi yapılan olguların %60,3’ü HP pozitif bulunmuştur. Karın ağrısına ek olarak karında şişlik, çok az yemek yedikten sonra dahi doyma hissi, iştah eksikliği, bulantı, kusma, kanamalı ülserler, yorgunluk ve koyu renkli dışkılama HP’nin neden olabildiği diğer yakınmalardır.

HP, insan dışında bir kaynakta tespit edilememiştir. Bu nedenle enfeksiyonun insandan insana geçtiği ve oral-oral (ağızdan ağıza) veya feka-oral (dışkı ürünlerinin ağıza alınması) yollarıyla gerçekleştiği bildirilmiştir. Çocuklarda, çevresel faktörlerin de bulaşmada önemli rolü vardır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, aile içi geçiş önemlidir. Aile içi bulaşmalarda, özellikle enfekte annelerin, çocuğa enfeksiyonun geçişinde önemli rol oynadığı bildirilmektedir. Ayrıca düşük sosyo ekonomik düzey, kardeş sayısı fazlalığı, kalabalık aile veya bakım merkezleri de çocuklarda bulaşma riskini artıran diğer faktörlerdir.

Günümüzde HP gastritinin çocuklarda büyük ölçüde bulgu vermeden kalabileceği bilinmektedir. Ancak çocuklarda karnın ortasında ve sağ üst karında lokalize olan, çocuğun aktivite yapmasına izin vermeyen, gece uyandıran veya sabah açlıkla artan karın ağrısında, HP’nin mutlaka araştırılması gerekir.

Araştırmacılar, çocuklarda uzun süreli yaşam beklentisi nedeniyle, kanser nedeni olabilecek mutasyonlara neden olabilen, mide kanserine yol açabilen HP’nin tedavisi konusunda düşünülmesi gerektiğini bildirmektedir. Ancak kanser gelişimi, HP serotipi, pozitif aile öyküsü, başlangıç yaşı (erken yaşta enfeksiyon) ile ilgili görünmektedir. Mide – bağırsak tutulumu dışında HP, çocuklarda demir eksikliği anemisine ve boy kısalığına da neden olmaktadır. Nedeni açıklanamayan demir eksikliği anemisi ya da demir tedavisine yanıt alınamayan çocuklarda, HP enfeksiyonunun araştırılması gerekmektedir.

Tanı ve tedavi

HP enfeksiyonu tanısında pek çok girişimsel ve girişimsel olmayan tanı yöntemi uygulanabilir. Üre nefesi testi, dışkıda antijen testi, kanda antikor tayini sık kullanılan girişimsel olmayan tanı yöntemleridir. Kültür, histoloji ve üreaz testleri ise girişimsel bir işlem olan endoskopi kullanımını gerektirmektedir. Kandan ve dışkıdan yapılan testlerin mide-bağırsak patolojisini göstermemesi ve enfeksiyonun geçirilmiş mi, yoksa yeni mi olduğu

hakkında bilgi vermemesi nedeniyle yaygın kullanımı kısıtlanmaktadır. Üst sindirim sistemi endoskopisi, hem HP tanısının konulmasında gerekli olan doku örneğinin alınması için hem de patolojinin görülmesinde kullanılan girişimsel tanı yöntemidir.

Günümüzde HP tedavisinde tek bir antibiyotiğin yeterli olmadığı, birden çok sayıda ilacın birlikte kullanılması gerektiği ifade edilmektedir. Günümüzde mideden fazla asit salgılanmasının önlenmesi ile birlikte iki antibiyotikten biri veya ikisinin (amoksisilin ve kloritromisin) kullanılmasının en ideal tedavi olduğu gösterilmiştir. Sadece gastrit varlığında tedavi 1-2 haftada sonlandırılır, beraberinde ülser saptanmışsa proton pompası inhibitörü rejimleri en az 1 ay daha kullanılmalıdır. Bu tedavi ile HP %80 üzerinde bir oranla tedavi edilir.

Bu mikroptan korunmak için ellerin iyi yıkanması, yemeklerin uygun olarak hazırlanması ve içme suyunun temiz ve güvenli kaynaklardan kullanılması gerekmektedir.

 

Reklam