(0212) 291 30 80
Sosyal Medya Hesaplarımız

İlaç Alerjileri

24 Temmuz 2013
16.681 kez görüntülendi
İlaç Alerjileri

Giderek çeşitleri artan ilaçların günümüzde gerekli gereksiz kullanımı sonucu ters ilaç reaksiyonları daha fazla görülmektedir. İlaca bağlı reaksiyonların görülmesi genellikle ilacın yapısal özelliği ile ortaya çıkar. Aşırı doz, ilacın vücutta uğradığı değişiklikler, aynı anda kullanılan ilaçlarla etkileşim ve ilacın tolere edilememesi ters ilaç reaksiyonlarının görülmesinde etkilidir. Gerçek ilaç alerjilerinin oranı, ters ilaç reaksiyonları arasında ancak %6’lık bir oran tutar. Düşük bir olasılık olmasına rağmen, ters ilaç reaksiyonları sırasında ağır ve öldürücü formların ortaya çıkabilmesi olayın önemini vurgular mahiyettedir.
İlaçlara ait yan etkilerin tanınması güçtür. Çünkü aynı reaksiyon, halen tedavi edilmekte olan hastalığın belirtilerine çok benzeyebilir. Örneğin bazı antibiyotiklerin yan etkisi olarak kaşıntılı döküntüler, ürtiker gelişebilir fakat antibiyotiğin kullanılmasına neden olan hastalık da benzer bir döküntü meydana getirebilir. Böyle durumlarda kullanılan antibiyotiğin kesilip başka bir antibiyotiğe geçilmesi halinde de yeni ilacın daha az etkili olabilmesi gibi riskler olabilir. Bu nedenle kesin tanı koymak için bazı özel testler gerekir. Bu testlerin doğru sonuç veren, tekrarlanabilir, tehlikesiz ve uygulanmasının kolay olması da önemlidir.

Görülebilen ters ilaç reaksiyonları
1. Aşırı doz veya toksik etki
2. Yan etkiler (İlacın yapısından kaynaklanıp, diğer sistemlerle ilgili etkilerdir.)
3. Sekonder veya indirekt etkiler
a. Sadece ilaçla ilgili olarak bakteriyel floranın bozulması. (Örneğin geniş spektrumlu antibiyotik kullanımını takiben vajinal mantar gelişimi gibi.)
b. Hem hastalık, hem ilaçla ilgili olarak görülen etkiler. (Antibiyotik kullanımı sırasında, mikrop yok edilirken bunların yıkım ürünleri olarak ortama çıkan bazı maddeler ve toksinler alerjik reaksiyona neden olabilirler. Diğer yönden bazı döküntülü hastalıkların kuluçka döneminde verilen antibiyotikler döküntü yaptığında, gerçek döküntülü hastalığa bağlı döküntülerle karışabilir.)
4. İlaçların birlikte kullanılması ile etkileşim. (Bazı epilepsi ilaçları bazı antibiyotik grupları ile birlikte kullanılırsa karaciğerde metabolizma artabilir.)

Öngörülmeyen ters ilaç reaksiyonları
1. Intolerans: İlaç çok düşük dozda alınsa bile yan etkinin ortaya çıkmasına denir.
2. Idiosenkrazi: İlacın bilinen yapısal ve toksik etkilerine benzemeyen fakat ilacın ilk alındığında ortaya çıkan; beklenmeyen, nadir görülen ciddi reaksiyondur. Vücutta metabolizmada normalde hiç belirtiye yol açmayan kalıtsal bazı enzim eksikliklerinde bazı ilaçlar alındığında şiddetli kan bozuklukları çıkabilir.
3. Alerjik reaksiyonlar: Bir ilaca karşı alerji veya aşırı duyarlılıktan söz etmek için bu olayın immün mekanizmalarda oluşması gerekir. Bu durumda ilacın çok ufak dozları ile alerjik reaksiyon ortaya çıkabilir. İlacın bırakılması ile geçer, ilaç tekrar düşük dozda verilince aynı reaksiyon tekrarlar.
Bunun dışında alerjik reaksiyonlara benzeyen ancak immunolojik mekanizmaların etkisinin olmadığı “yalancı alerjik reaksiyonlar” vardır. Örneğin radiokontrast maddeler verilince görülen ani alerjik şok tablosu, bazı hipertansiyon ilaçları alındığında (ACE inhibitörleri) görülen öksürük, aspirin alındığında görülebilen astmatik tablo veya ürtiker gibi durumlar.

İlaç alerjisi için risk etkenleri 
İlaç alerjilerinde immünolojik cevabın gelişmesinde ve klinik reaksiyonların çıkmasını etkileyen bazı risk etkenleri vardır. Bunlar:

İlaçla ilgili etkenler
Bazı ilaçlar kolay reaksiyon yapabilirler. Bazı ilaçlarsa kendilerini vücutta taşıyan maddelerin özellikleri nedeniyle sık alerjik reaksiyonlara neden olur. Deride sık alerjik reaksiyon yapan ilaçlar sırasıyla amoksisilin, trimetoprim, sülfametaksazal, ampisilin, tam kan, sefalosporiner, yarı sentetik pensilinler, pensilin G, allopürinol, izoniazid, barbitüatlar ve diazepamdır.
İlacın dozu, ilacın verildiği süre, tedavi sıklığı alerjik reaksiyonların ortaya çıkmasını etkileyebilmektedir. Ağızdan uygulanan tedavilerde, kas içi veya damar içi uygulamaya göre daha az reaksiyon görülür. İlacın uygulanmasının süresi ve karşılaşılma derecesi de duyarlık gelişmesinde etkilidir. Düşük dozda ve günde tek doz olarak verilen koruyucu amaçlı antibiyotik tedavileri daha az duyarlılık oluşturur.

Hastalık ve aynı zamanda kullanılan diğer tedavilerle ilgili risk faktörleri
Örneğin alerjiye meyli olanlarda, bir kalp hastalığı olanlarda veya başka bir ilaca bağlı alerji hikayesi olanlarda radyografik kontrast madde uygulandığında reaksiyon görülme riski daha fazladır. Bazı hastalık etkenleri, alerjik maddelerin bulunduğu hücreleri aktive edebilir. Buna örnek olarak da öpücük hastalığı olanlara ampisilin verilince döküntülü deri reaksiyonlarının oluşması gösterilebilir.

Hasta ile ilgili risk etmenleri
İlaç alerjisine ailevi bir yatkınlık olduğu bildirilmektedir. Alerjik ilaç reaksiyonları kadınlarda daha fazla görülmektedir. İlaç alerjilerinin ortaya çıkmasında, ilaç metabolizmasındaki bazı genetik değişiklikler rol oynamaktadır. Bazı özel doku grubu taşıyanlarda da bazı ilaç reaksiyonları daha sık görülmektedir.
Kaynak: Katkı, 18: 772, 1997

Reklam