Çocuğunuzun sık sık üşütmesinden bıkmış olabilirsiniz ama üzülmeyin, bu konuda yalnız değilsiniz. Çocukların bağışıklık sistemi yeterince gelişmemiş olduğu için yetişkinlere göre daha sık ve daha kolay hastalanırlar. Bu nedenle soğuk algınlığı çocuklar arasında çok yaygındır, öyle ki okul öncesi çocukların, hatta bebeklerin sezon boyunca 6-10 kez soğuk algınlığı belirtisi göstermesi normal karşılanabilir.
Soğuk algınlığının en yaygın belirtileri öksürme, hapşırma ve burun tıkanmasıdır. Ancak bazı çocuklarda yüksek ateş ile enerji ve iştah kaybı da görülebilir. Soğuk algınlığının bu etkileri genellikle 1 haftada sona erer ama daha uzun sürdüğü de görülebilir.
Her ne kadar sık rastlanılan ve basit bir rahatsızlık gibi görülse de soğuk algınlığı bazen daha ciddi sonuçlara; örneğin kulak enfeksiyonu veya zatürreye yol açabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta hastalıkla beraber ateşin ne zaman başladığıdır. Hastalığın başlamasıyla beraber gelen ateş normaldir ancak hastalık başladıktan birkaç gün sonra gelen ateş vücutta bir enfeksiyon olduğunun belirtisidir.
Eğer çocuğunuzda enfeksiyona bağlı bir ateş yoksa ve kendini çok güçsüz hissetmiyorsa onu okula veya kreşe gitmekten alıkoymanıza gerek yoktur. Bunun yerine çocuğunuzu rahatlatmak için;
• okula gitse de yeterince dinlendiğine emin olun,
• bol bol sıvı almasını sağlayın,
• bulunduğu odadaki nem oranını yükseltmeye çalışın.
Burnu tıkalı bir çocuk rahat nefes alamadığı için yemek yerken kendini çok rahatsız hissedecek ve iştahı neredeyse otomatik olarak kesilecektir. Bu nedenle odanın nem oranının yüksek tutulması çocuğun rahatlaması için çok yararlı olacaktır. Piyasada bu işlevi yerine getirecek aletler satılmakla beraber bütçenizin el vermediğini düşünüyorsanız kaloriferlerin üzerine su dolu kaplar koyarak da bu sorunu çözebilirsiniz.
Bu virüs eşyaların üzerinde saatlerce yaşayabildiği için hasta bir kişinin bulunduğu ortama girmek hastalığın bulaşması için yeterli bir zemin hazırlar. Bu açıdan bakıldığında soğuk algınlığı diğer kişilere;
• hasta kişi hapşırdığında veya öksürdüğünde hava yolu ile,
• hasta kişinin kendi ağzını veya akan burnunu temizledikten sonra başka birine dokunmasıyla,
• hasta kişinin kendi ağzını veya akan burnunu temizledikten sonra herhangi bir oyuncağı veya eşyayı ellemesini takiben diğer kişinin de aynı eşyayı ellemesiyle bulaşır.
Her zaman olduğu gibi soğuk algınlığının bulaşmasının önlenmesinde de en önemli etken temizliktir. Hasta çocuğun ve onun bakımını yapan kişinin ellerinin her zaman temiz tutulması gerekir. Özellikle çocuğunuzun burnunu temizledikten sonra hem kendi elinizi hem de onun elini mutlaka sabunla yıkamaya dikkat edin. Ayrıca yemek hazırlamadan önce ellerinizi her zaman sabunla yıkayın. Bu şekilde hastalığın ailenizin diğer üyelerine de bulaşmasını büyük ölçüde önlemiş olursunuz.
Çoğu anne, bebeğinin ilk yılında soğuk algınlığıyla karşılaştığında hemen doktorunu arar ancak bu hastalığı birkaç kez yaşadıktan sonra doktorundan öğrendiklerini kendi uygulamaya başlar. Ancak eğer çocuğunuzun;
• kulağı ağrıyorsa,
• ateşi 40 derece veya daha fazla olmuşsa,
• boğazı ağrıyorsa,
• alışılmadık derecede uykulu bir hali varsa,
• alışılmadık huysuzluklar yapıyorsa,
• cildinde döküntüler varsa,
• nefes alıp vermesi hızlanmışsa veya almakta güçlük çekiyorsa,
• öksürmesi devam ediyorsa
mutlaka doktorunuzu arayın. Zira bu belirtiler soğuk algınlığının çocukta daha ciddi sorunlara yol açtığının ilk göstergeleridir ve ne kadar çabuk önlem alınırsa tedavi süreci de o kadar kısa ve kolay olur.
Soğuk algınlığı olarak tanımladığımız nezle ve öksürük belirtilerinin olduğu durumlarda aslında en doğrusu hemen ilaca sarılmamak olmakla beraber, eğer hastalığın etkileri çocuğunuzu rahatsız edecek boyutlara çıktıysa ilaç kullanmanız gerekecektir. Böyle bir durumda en doğrusu kullanacağınız ilacı doktorunuza danışmak olacaktır. Bununla beraber;
• Doktorunuza ulaşamıyorsunuz ve hangi ilacı kullanacağınıza karar vermeniz gerekiyorsa içinde “acetaminophen” veya “ibuprofen” olan ilaçları tercih edin.
• Soğuk algınlığı küçük çocuklarda istenmeyen yan etkilere yol açabilir. Bu nedenle kullanacağınız ilacın içeriğinde tek bir aktif madde bulunmasına dikkat edin.
• Burun damlaları veya spreyleri geçici bir süre için çocuğunuzu rahatlatabilir. Ancak çok kullanıldıklarında tıkanmayı daha da kötü yapabilirler.
• Bebeklerde beslenme öncesinde fizyolojik serum kullanmak faydalı olur.
• Eğer çocuğunuzun uykusu çok etkilenmiyorsa, öksürük için bir ilaç kullanılmayabilir; bu durumda su başta olmak üzere çocuğa verilen sıvı gıdalar artırılmalıdır. Eğer öksürük çok rahatsız ediyorsa, öncelikle hafif bir öksürük şurubu tercih edilmelidir.
• “Antihistamin”li ilaçların soğuk algınlığının tedavisinde özel durumlarda yeri olabilir.
Doğru kullanıldıklarında son derece yararlı sonuçlarını gördüğümüz antibiyotiklerin soğuk algınlığının tedavisinde hiçbir etkisi yoktur. Zira soğuk algınlığı virütik bir hastalıktır. Oysa antibiyotikler sadece bakteriyel hastalıkların iyileşmesinde yararlı olurlar. Bu nedenle soğuk algınlığına karşı antibiyotik kullanımı doğru değildir.
Etrafınızda soğuk algınlığına yakalanmış kişiler varsa ve hele bu kişiler evdeki çocuklarsa siz de bu durumdan yüksek olasılıkla etkilenebilirsiniz. Ancak telaşlanmayın, soğuk algınlığınız çok ağır da geçse bebeğinize bir zarar vermez. Tabii gebeliğin de etkisiyle kendinizi aşırı yorgun hissedebilirsiniz. En iyi tedavi dinlenmek ve besin değeri yüksek gıdalar alarak vücudunuzu kuvvetli tutmaktır, zira gebelik sırasında mecbur kalmadıkça ilaç kullanılmaması daha doğrudur.
Her şeyden önce hastalığı kendinizden uzak tutmaya çalışın. Her ne kadar etrafınızda hasta kişiler varken bu virüsten uzak durmak zor olsa da, ellerinizi sık sık sabunla yıkayarak hastalığın size bulaşmasını büyük oranda önlemiş olursunuz. Çünkü hasta bir kişiyle temas ettikten sonra elinizi gözünüze, burnunuza veya ağzınıza değdirirseniz hastalığı da kapmış olursunuz. Eğer soğuk algınlığına yakalandıysanız, yukarıda da belirttiğimiz gibi öncelikle hastalığın etkilerini doğal yollardan gidermeye çalışın. Bu durumda ilk yapacağınız;
• bol bol su içmek
• sağlıklı beslenmek
• mutlaka dinlenmek
olmalıdır. Burun tıkanıklığınızı açmak için geceleri odanızın havasını nemlendirmek çok yardımcı olacaktır. Ayrıca başınızı birçok yastıkla destekleyerek uyumayı deneyebilirsiniz. Eğer boğazınız ağrıyorsa;
• ılık içecekler için ve
• ılık tuzlu suyla gargara yapın.
Bunlar yeterli gelmiyorsa doktorunuza danışarak bir boğaz pastili de kullanabilirsiniz. Doktorunuza danışmadan en zararsız görünen ilacı bile kullanmaktan kaçının. Eğer;
• ateşiniz 39 dereceye kadar yükselmişse,
• yeşil, sarı renkli balgam çıkararak öksürüyorsanız,
• iştahınız kesildiyse veya uykusuzluk çekiyorsanız,
• ilk hastalık belirtilerinden sonra 3 gün içinde belirtilerde hiçbir düzelme olmuyorsa ve
• nefes almakta güçlük çekiyorsanız hiç vakit kaybetmeden doktorunuzu arayın.