(0212) 291 30 80
Sosyal Medya Hesaplarımız

Grip ve Grip Aşısı

24 Temmuz 2013
7.258 kez görüntülendi
Grip ve Grip Aşısı

Grip ani gelişen, sıklıkla titremeyle birlikte olan ateş, baş ağrısı, halsizlik, kas ağrısı (miyalji) ve kuru öksürükle karakterizedir. Hastalığın erken, başlangıç bulgularını takiben boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı ve öksürükte şiddetlenme ortaya çıkar. Nadiren gözlerde kızarma, karın ağrısı, bulantı ve kusma görülür. Erken bebeklik döneminde grip sepsis (mikrobun kana karışması) benzeri bir tabloya neden olabileceği gibi, zatürre ve krup etkeni de olabilir.
Grip virüsleri, ortomiksovirüs grubunda yer alan ve A,B,C,D olarak isimlendirilen 4 farklı antijenik özellik taşıyan virüslerdir. Bunlardan A,B,C virüsleri insanlarda hastalık yapar. Virüs tiplerinden biriyle oluşan enfeksiyon, diğer virüs tiplerine karşı ya çok az koruma sağlar ya da hiç koruma sağlamaz. Grip virüsleriyle gelişen enfeksiyon öncelikle solunum yollarını etkiler. Öksürük, burun akıntısı, göğüs kemiği arkasında gelişen ağrı gibi hastalığın genel belirtileri özellikle trakea ve üst bronşları döşeyen epitelin tamamen bozulmuş olduğunu gösterir.
Grip, hastalıklı şahısla direkt temas veya burun-ağız sekresyonlarıyla bulaşmış materyalin kullanılmasıyla bulaşır. Büyük girp salgınlarında küçük partiküller havaya karışır. Grip salgınlarında en yüksek atak hızı okul yaşındaki çocuklarda görülür. Aile içi yetişkinler ve diğer çocuklara bulaşma da sıktır. Grip genelde sonbahar ve kış aylarında görülür ve 4-8 hafta etkin olur. Grip çok bulaşıcıdır. Bulaşıcılık hastalık belirtileri çıkmadan 24 saat öncesinde başlar ve grip belirtileri devam ettiği sürece devam eder. Grip salgınlarında çocukların %1’i hastaneye yatışı gerektirecek kadar ciddi enfeksiyon bulguları gösterir. Grip sonucu olarak zatürre, bronşiolit gibi alt solunum yolu enfeksiyon gelişme riski %25’e kadar çıkabilir. Grip yenidoğanlarda, astımı, orak hücreli anemisi, şeker hastalığı, akciğer gelişim bozukluğu, kistik fibrozis malignansisi (kanser) ve kronik böbrek hastalığı olanlarda daha ağır seyreder ve daha çok hastaneye yatma gereği ortaya çıkar. Bu vakalarda gribi takiben zatürre ve bronşit daha fazla görülür.
Gribin etkisini azaltabilen iki yöntem mevcuttur; aşı ile korunma veya gribe özel bazı ilaçlarla tedavi. Yüksek risk taşıyanların aşılanması her yıl gribin etkisini azaltmakta en etkili yöntemdir. Gribin kuluçka dönemi 1-3 gündür. Gribin dağılmasında kreş ve okul çocukları en önemli rolü oynar. Çocuklar grip virüsünü daha uzun süre yayarlar. Gripli bir çocuk 6-7 gün hastalığı bulaştırırken, gripli bir erişkin 3-5 gün bulaştırıcıdır.

Grip Aşısı
Grip virüslerinde görülen antijenik değişiklikler nedeniyle, grip aşısının hangi virüs suşları ile hazırlanacağı her yıl Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yeniden belirlenir. En sık kullanılan aşı, ülkemizde de bulunan inaktif grip aşısıdır. Her yılın grip aşısı, o kış dolaşımda olması muhtemel grip virüslerini temsil etmek üzere virüs suşu (genellikle iki tip A ve bir tip B) içerir. Aşı, hastalık yapmayan (inaktif) hale getirilmiş ve yumurtada üretilmiş virüslerden yapılmaktadır. Grip aşısı nadiren sistemik veya ateşli seyreden reaksiyonlara yol açar.
Aşılanmış çocuk, genç ve yetişkinlerin çoğunda aşı sonrası, yüksek antikor (bağışıklık maddeleri) titreleri meydana gelmektedir. Bu antikor titreleri, aşıdakine benzer suşların veya salgın dönemlerinde ortaya çıkabilecek akraba varyantlarının meydana getirebileceği hastalığa karşı koruyucudur. Belirli kronik hastalığı olan çocuklarda aşı sonrası antikor düzeyi daha düşük kalabilir. Bu grup çocuk aşılı olmasına rağmen grip olabilir ancak yapılan aşı alt solunum yollarının tutulumu veya diğer gribe bağlı yan etkilerin önlenmesinde etkili olabilir ve hastaneye yatış veya ölüm riskini azaltır.
Grip aşısı ile sağlanan koruyuculuk süresi genellikle 1 yıl kadardır. Grip aşısının gribi önleme veya şiddetini azaltmadaki etkinliği, aşı yapılan şahsın yaşı, bağışıklık sisteminin yeterliliği ve aşıda yer alan virüs suşlarının ortamda dolaşan virüsler arasındaki benzerliğine bağlı olarak değişir.
Grip aşısı, yaş ve altta yatan hastalık nedeniyle, gribe bağlı komplikasyon riski artmış 6 ay ve üstü yaştaki herkes için kuvvetle önerilmektedir.

Grip aşısının yapılması önerilen gruplar;

A)           Gribe bağlı yüksek riskli grup

–                      65 yaş ve üzerinde olanlar
–                      Kronik akciğer veya kalp-damar hastalığı olan çocuk veya yetişkinler
–                      Astım
–                      Kronik obstrüktif akciğer hastalığı
–                      Kistik fibrozis
–                      Bronkopulmoner displazi
–                      HIV enfeksiyonu olanlar
–                      Bakımevlerinde bulunanlar
–                      Kronik metabolik hastalıklar
–                      Kronik böbrek hastalığı
–                      Orak hücreli anemi ve diğer hemoglobinopatisi olanlar
–                      Immunsüpresif hastalar veya immunosupresif ilaç kullananlar
–                      Gebeler
–                      6 ay-18 yaş arası ve uzun süre aspirin tedavisi almakta olan çocuklar

B)           Yüksek riskli kişilere enfeksiyonu bulaştırma riski olanlar

–                      Doktor, hemşire ve diğer sağlık personeli
–                      Bakımevlerinde çalışanlar
–                      Yüksek riskli hastalar ile teması olabilecek diğer kişiler
–                      Yüksek riskli hastanın diğer aile bireyleri (çocuklar dahil)

Bazı ön çalışmalar kreşlere ve gündüz bakım evlerine devam eden çocuklarda influenza aşısının otit sıklığında azalmaya neden olduğunu göstermektedir.
Yıllık olarak sonbahar aylarında yapılması uygun olan grip aşısı 6 aydan büyük risk faktörlerini taşıyan çocuklar için önerilmektedir. Grip aşısı herhangi bir risk faktörü taşımayan gebelerde, gebeliklerinin 14. haftasından sonra veya erken lohusalık döneminde yapılabilir. Grip aşısı canlı bir virüs aşısı değildir ve önemli bir yan etkisi yoktur. Ancak gebeliğin ilk 3 ayında düşük riskinin fazla olması nedeniyle gereksiz her tür girişimden sakınılması gerektiğinden, tesadüfen aşı yapılmasıyla düşük aynı anda olur da aşı sorumlu tutulur düşüncesiyle, ilk 3 ayda aşı yapılmasın düşüncesi hakimdir.
Grip aşısı anne ve bebek açısından emzirmenin güvenliğini etkilemez. Emzirme de aşının bağışıklık oluşturmasını olumsuz etkilemez.
Yüksek risk taşıyan, özellikle 6 aylıktan daha küçük veya aşılamanın uygun olmadığı çocuklar ile temas halinde olan yetişkinler için grip aşısı önerilmektedir. Çocukların bakıcıları ile grip geçirme olasılığı fazla olan çocuklarla teması olan diğer çocuklar da aşı olmalıdır.
Yakın temasta bulunan okullarda, yatılı eğitim veren kurumlarda ve spor takım oyuncularına aşılama önerilir.
Eğer bir toplumda grip salgını başlamışsa yüksek riskli gruplara grip aşısı yapılması önerilir. Ancak aşı yapıldıktan sonra istenilen cevap alınana kadar geçmesi gereken sürenin ortalama 2 hafta olduğu unutulmamalı, gerekirse riskli vakalarda antiviral tedavi verilmelidir.
Grip aşısı diğer rutin çocukluk çağı aşılarıyla aynı anda yapılabilir. Grip ve zatürre (pnömokok) aşılamasında hedef grupları ortaktır. Yüksek risk altında olup daha önce pnömokok aşısı yapılmamış kişilere hem pnömokok, hem de grip aşısı bir arada yapılmalıdır.
Grip aşısı hastalık yapma yeteneği olmayan virüsler içerdiğinden gribe yol açmaz. Aşıdan sonra solunum yolu enfeksiyonu meydana gelmesi, grip aşısıyla ilişkisi olmayan tesadüfi bir durumdur. Aşıya bağlı en sık görülen yan etki aşılama yerinde 2 gün kadar süren ağrıdır. Ateş, kırıklık, kas ağrısı gibi belirtiler çok nadir görülebilir ve genellikle çok küçük çocuklarda ortaya çıkıp, 1-2 gün kadar sürer. Grip aşısından sonra nadiren alerjik reaksiyonlar da görülebilir. Reaksiyonların çoğu muhtemelen rezidüel yumurta proteinine bağlıdır. Şiddetli yumurta alerjisi olanlarda bu protein aşırı duyarlılık reaksiyonlarına neden olabilir.

Kaynaklar:

1. Kanra G, Kara A. Influenza immünizasyonu
Katkı Pediatri Dergisi, 1998
2. American Academy of Pediatrics. Red Book: Report of the Commitee on Infectious Diseases 1997, 1-7.
3. American Academy of Pediatrics. Influenza: 1997 Red Book, 307 – 315

Reklam